Oyuncu menajeri Ayşe Barım, tutukluluğunun 240. gününde, Silivri Cezaevi’nde ilk kez röportaj vererek sesini duyurdu. Barım, gözaltı ve tutuklanma süreçlerinin arkasındaki nedenleri hâlâ çözemediğini belirtirken, sağlığındaki ciddi kötüleşme ve sektörün sessizliği nedeniyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını dile getirdi.
SAĞLIKTA KRİTİK DURUM
Barım, cezaevinde geçirdiği süre boyunca hipertrofik kardiyomiyopati gibi kalp kası hastalığı rahatsızlığıyla mücadele ettiğini; dört ay içinde yedi kez bayıldığını ve doktorların bu bayılmaların “ani ölüm riski” taşıdığını teyit ettiğini söyledi. Ayrıca, beynine takılmış iki stent bulunmasına rağmen yeni bir anevrizma teşhis edildiğini, ancak cezaevi koşullarında ameliyat sonrası iyileşme sürecinin imkânsız olduğunu belirtti. Barım, cezaevi hücresinin tıbbi bakım ve uygun koşullar açısından yetersiz olduğunu vurguladı.
TUTUKLULUK GEREKÇELERİ VE SUÇLAMALAR
Barım, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” suçlamalarına muhatap olduğunu fakat bu suçlamaların hiçbir kanıt veya tanıkla desteklenmediğini ileri sürdü. Gezi Parkı olaylarıyla bağlantılı suçlamaları reddetti; protestolara planlayıcı olarak katıldığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, Gezi’ye yalnızca bir kez, oyuncularının yanında bulunmak üzere gittiğini; tüm belge ve kayıtların da bu durumu doğruladığını ifade etti.
SEKTÖRÜN TEPKİSİ VE DUYGUSAL AÇIKLAMALAR
Barım, sektör içinden gelen sessizlikten büyük yara aldığını, meslektaşlarından beklediği desteği göremeyince yalnızlık hissettiğini aktardı. “Bir memur, bir oyuncu, bir yapımcı… Kimse sesini yükseltmedi; ben sadece adaletin, frekansların ve insanlığın hakkını arıyorum” dedi. Ayrıca, bu sessizliğin mağduriyetini derinleştirdiğini ve dayanılmaz bir psikoloji yarattığını belirtti.
TALEPLER VE BEKLENTİLER
Ayşe Barım, öncelikle sağlık hakkının korunmasını, tıbbi müdahaleye erişim sağlanmasını ve özgürce yaşama hakkının iade edilmesini istiyor. Hukuki süreçte adil yargılama hakkının, suçlamalara dair şeffaflık ve delillerin açıklanmasını talep ediyor. Ayrıca, cezaevi koşullarında iyileşme dönemi yani nekahat sürecinin sağlanabilmesi için uygun ortamın oluşturulması gerektiğini vurguluyor.
Bu açıklamalar, Barım’ın hem kişisel hem hukuki hem de sağlık açısından kritik bir dönemde olduğunu gösteriyor. Duruşma tarihi yaklaşırken, kamuoyunun da konuya duyarlı olması bekleniyor.