İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye’deki rejim değişikliği sonrası Golan Tepeleri ile ilgili yaptığı açıklamada, bu bölgenin “sonsuz bir şekilde İsrail’in ayrılmaz bir parçası” olduğunu söyledi. Netanyahu, Suriye’deki Esad rejiminin düşüşüyle Orta Doğu’da yeni bir sayfa açıldığını belirterek, İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki güvenliğini sağlamaya devam edeceğini vurguladı.Suriye’deki Değişen Dengeler ve İsrail’in Stratejik Hedefleri Suriye’nin 13 yıllık iç savaş sonrası büyük bir yenilgiye uğramasıyla birlikte, İsrail özellikle Golan Tepeleri’ndeki stratejik varlığını güçlendirdi. İsrail güçleri, Suriye’nin kuzey bölgelerinde, özellikle 1973’teki işgalden sonra ilk kez Suriye topraklarına girdiklerini duyurdu. Netanyahu, İsrail’in bu bölgedeki varlığının güvenliğini garanti altına aldığını ve Golan Tepeleri’nin sonsuza kadar İsrail’in bir parçası olacağını ifade etti.

NETANYAHU'DAN GOLAN TEPELERİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA: “SONSUZA KADAR İSRAİL’İN PARÇASI OLACAK” 1

İran ve Hizbullah’a Karşı Savaş Netanyahu, Suriye’nin İran tarafından bir ileri karakol olarak kullanıldığını ve bu durumun İsrail için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, İran’ın Esad’ı iktidarda tutmak için milyarlarca dolar harcadığını vurgulayarak, Golan Tepeleri’nde İsrail’in gücünün artırılmasının önemine dikkat çekti.İsrail’in Bölgesel Hedefleri ve Barış Arayışı Başbakan Netanyahu, Orta Doğu’da farklı bir Suriye görmek istediklerini, ancak bunun barış ve güvenlik temelinde gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. İsrail’in, barış içinde yaşamak isteyen Suriyelilere el uzatmaya devam edeceğini belirten Netanyahu, “Bize zarar vermeye çalışanların ise elini keseceğiz” dedi. Hamas’ın da Esad’ın devrilmesinin ardından yalnız kaldığını ifade eden Netanyahu, İsrail’in İran ve Hizbullah’ı etkisiz hale getirerek Hamas’ı izole ettiğini söyledi.Golan Tepeleri’nin Geleceği ve İsrail’in Güvenliği Netanyahu, Golan Tepeleri’ndeki varlıklarının sadece İsrail için değil, tüm bölge için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Bu stratejik bölgeye dair yapılan açıklamalar, İsrail’in uzun vadeli güvenlik politikalarını ve Orta Doğu’daki etkisini pekiştireceğinin bir göstergesi olarak görülüyor.