Business Channel Türk TV ekranlarında yayınlanan programın konuğu olan Prof. Dr. Gürsel Remzi Soybir, meme kanserinin günümüzde ulaştığı boyutları, risk faktörlerini ve modern tedavi yaklaşımlarını kapsamlı şekilde anlattı. Şişli Memorial Hastanesi Meme Sağlığı Bölümü’nde görev yapan ve 33 yılı aşkın süredir meme kanseri alanında çalışan Prof. Dr. Soybir, hastalığın hem dünyada hem de Türkiye’de en yaygın ve ölümcül kanser türlerinden biri olmaya devam ettiğini vurguladı.
Prof. Dr. Soybir’in paylaştığı verilere göre, dünyada her yıl yaklaşık 2,3 milyon kişi meme kanserine yakalanıyor ve bu hastalığa bağlı olarak 650 bin civarında hasta yaşamını yitiriyor. Türkiye’de ise her yıl 25 ila 30 bin yeni meme kanseri vakası görülüyor. Toplumda artık “her 8 kadından biri” gerçeğiyle ifade edilen meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor.
Programda risk faktörlerine de ayrıntılı şekilde değinen Soybir, meme kanserinin genetik yatkınlıkla yakından ilişkili olduğunu, aile öyküsü bulunan kadınlarda riskin daha yüksek seyrettiğini belirtti. Bunun yanı sıra ileri yaş, obezite, hareketsiz yaşam, sigara kullanımı, yoğun stres, gece çalışmak, erken adet görme ve geç menopoz gibi faktörlerin de hastalığa zemin hazırladığını ifade etti. Günümüz yaşam koşullarında özellikle stresli ve düzensiz çalışma temposunun meme kanseri riskini artırdığına dikkat çekti.
Tanı sürecinde en önemli rolün yine kadının kendisine ait olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Soybir, hastaların yaklaşık yarısının memedeki kitleyi kendi kendine muayene sırasında fark ederek doktora başvurduğunu söyledi. Kendi kendine meme muayenesinin yanı sıra düzenli taramalar, mamografi, ultrason ve gerekli durumlarda MR gibi görüntüleme yöntemlerinin erken tanı açısından hayati önem taşıdığını belirtti. Erken evrede yakalanan meme kanserinin tedavi başarısının çok daha yüksek olduğunu vurguladı.
Tedavi sürecinin artık tek başına cerrahiden ibaret olmadığını ifade eden Soybir, günümüzde meme kanseri tedavisinin multidisipliner ve bütüncül bir yaklaşımla ele alındığını söyledi. Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapinin yanı sıra psikolojik destek ve beslenme danışmanlığının da tedavinin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirtti. Tedavi planının tümörün tipi, evresi ve hastanın genel durumu göz önünde bulundurularak kişiye özel şekilde oluşturulduğunu dile getirdi.
Son yıllarda öne çıkan onkoplastik cerrahiye de değinen Prof. Dr. Soybir, meme kanseri ameliyatlarında artık yalnızca tümörün çıkarılmasının değil, aynı zamanda estetik ve kozmetik sonuçların da önemsendiğini söyledi. Kanser ameliyatı sırasında memenin yeniden şekillendirilebildiğini ve hastanın hem sağlık hem de psikolojik açıdan daha iyi bir yaşam kalitesine kavuşabildiğini ifade etti. Radyoterapi alanında tedavi sürelerinin kısaldığını, medikal onkolojide ise yeni ilaçlar ve immünoterapi gibi yeniliklerle önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirtti.
Programın sonunda kadınlara önemli mesajlar veren Prof. Dr. Gürsel Remzi Soybir, her ay düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapılmasını, yıllık hekim kontrollerinin asla ihmal edilmemesini ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesini önerdi. Erken tanı ve doğru tedaviyle meme kanserinin büyük oranda kontrol altına alınabildiğini vurgulayan Soybir, “Korkmayın, bu alanda çok güçlü bir hekim ordusu var. Kendinizi uzmanlara emanet edin” sözleriyle çağrıda bulundu.
