Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan dava, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde sonuçlandı. Türkiye gündemini yakından ilgilendiren davada mahkeme, “konusuz kalma” gerekçesiyle iptal talebini reddetti. Böylece mevcut CHP yönetimi resmen görevine devam edecek.
Davacılar, söz konusu kurultayda “usulsüzlük yapıldığı” ve bazı delegelerin yetkisiz biçimde oy kullandığı iddiasıyla mahkemeye başvurmuştu. Ayrıca eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yetkilerinin iadesi yönünde talepler gündeme getirilmişti. Ancak mahkeme, delillerin yeterli bulunmadığını, iddiaların somut belgelerle desteklenmediğini belirterek davayı reddetti.
CHP avukatları duruşma boyunca, davacıların yasal ehliyetinin bulunmadığını ve başvuruların parti tüzüğüyle çeliştiğini savundu. Ayrıca iptal davası açma süresinin geçtiğini vurgulayan savunma ekibi, davanın hem usul hem de esas bakımından reddedilmesi gerektiğini belirtti. Mahkeme heyeti, yapılan değerlendirmelerin ardından kararını oybirliğiyle açıkladı.
Bu gelişmeyle birlikte CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın geçerliliği yargı kararıyla da kesinleşmiş oldu. Mahkemenin ret kararı, partide son dönemde yaşanan tartışmalara da son noktayı koydu. CHP Genel Merkezi, karar sonrası yaptığı açıklamada, “Partimiz demokratik süreçlerle yönetilmektedir. Mahkeme kararı bu sürecin hukuka uygunluğunu bir kez daha göstermiştir.” ifadelerini kullandı.
Kararın ardından gözler, CHP’nin 39. Olağan Kurultayı’na çevrildi. Parti Meclisi, yeni kurultayın 28-30 Kasım 2025 tarihleri arasında yapılacağını duyurdu. Bu kurultayda hem parti içi yenilenme adımları hem de 2026 yerel seçimlerine hazırlık süreci ele alınacak.
Siyaset kulislerinde kararın yankısı büyük oldu. Bazı yorumcular, bu gelişmeyi “CHP’de istikrarın yeniden sağlanması” olarak değerlendirirken, bazıları ise “parti içi muhalefetin yargı kanalıyla yaptığı son hamlenin boşa çıktığı” yorumunda bulundu.
Uzmanlara göre mahkemenin bu kararı, Türkiye’de siyasi partilerin iç işleyişinde yargının sınırlarını da netleştirmiş oldu. Parti içi süreçlere yönelik yargı denetiminin sınırlı tutulması, demokrasinin kurumsal işleyişi açısından önem taşıyor.
CHP cephesinde ise artık odağın tamamen yaklaşan kurultaya çevrildiği belirtiliyor. Parti yönetimi, “birlik, yenilenme ve değişim” mesajlarını ön plana çıkarırken, hem teşkilatlarda hem de tabanda bütünleşme çağrıları yapılıyor.
