İstanbul’da siyasi tansiyon tavan yaptı; CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda “kayyum nöbeti” adı altında bir bekleyiş sürüyor. Mahkeme kararıyla görevden alınan mevcut yönetimin yerine atanan Gürsel Tekin, “kayyum” ifadesini reddedip “çağrı heyeti” olduğunu vurgulasa da, il binası önünde CHP’liler direnç gösteriyor.
MAHKEME KARARI VE GÖREVDEN ALMA SÜRECİ
İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın kongre sürecinde usulsüzlük iddiaları nedeniyle mevcut yönetime geçici tedbir uygulanmasına hükmetti. Bu karar doğrultusunda, il başkanlığı görevine Gürsel Tekin atandı. Partide dengelerin değişmesine yol açan bu kararla birlikte, siyasi arenada yeni bir cephe doğdu.
CHP’LİLERİN NÖBETİ VE ABLUKA
Atamanın ardından CHP milletvekilleri ve partililer, il binası önünde “kayyum nöbeti” başlattı. Sabahın ilk saatlerine kadar süren nöbette, binanın etrafına araç park edildi, bariyerler kuruldu. Polis, çevik kuvvet unsurlarıyla binayı abluka altına aldı, giriş çıkışlar kontrol altına alındı. Bu tablo, parti içinde derin bir gerilime işaret ediyor.
GÜRSEL TEKİN: “ÇAĞRI HEYETİYİZ, KAYYUM DEĞİLİZ”
Göreve gireceği gün açıklamasında, Tekin “Biz kayyum değiliz, çağrı heyetiyiz” diyerek söylemde netlik kazandırmaya çalıştı. İl binasına polis eşliğinde giriş yapan Tekin, üzerine su şişesi fırlatıldığı an da dahil olmak üzere gözle görülür bir direnişle karşılaştı. “İsterse kurşun atsınlar, hiçbir şey bizi engelleyemez” sözleriyle de gövde gösterisi yaptı.
PARTİ İÇİ TEPKİLER VE GERGİNLİK
Görüşme sırasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin, Tekin’e eleştirisel bir dille tepki gösterdi; bir anda masasına elini vurarak “5 bin polisle buraya gelmek doğru mu?” dedi. Tekin ise “30 bin kişiyle de gelebilirim” şeklindeki sert ifadeyle karşılık vererek gerginliği sürdürdü. Bu sahneler, parti içinde bir kriz sinyali olarak değerlendirildi.
SOSYAL TEPKİLER VE ÖNE ÇIKAN MESAJLAR
Bazı vekiller ve parti yöneticileri, Tekin’in “buradaki hiç kimse CHP’li değil” sözlerine sert tepki göstererek “Bu bir utanç tablosudur” nitelendirmesi yaptı. Bir diğer yandan, Canan Kaftancıoğlu gibi bazı isimler sessizliğini korurken, “Sağduyuya davet ediyorum” mesajlarıyla parti içi birliği teşvik etmeye çalıştı.
SOSYAL MEDYA VE SORUŞTURMA AĞLARI HAZIR
Sosyal medyada “provokatif” içeriklerle ilgili adli soruşturmalar başlatıldı. Adalet Bakanlığı da bu yönde resmi süreci başlattı. Gelişmeler, sadece CHP içi bir mesele değil; aynı zamanda demokratik değerler ve hukuka bağlılık tartışmalarına da yeni bir boyut kazandırdı.
ÖNÜNDEKİ SÜREÇ
CHP içinde olağanüstü kongre çağrısı yükselirken, bu süreçte partinin istikrar arayışı ve hukuki çözüm arayışı devam ediyor. İstanbul’da yaşanan bu siyasi kriz, partinin genel geleceğini doğrudan etkileyebilir.