Türkiye’de milyonlarca çalışanın merakla beklediği asgari ücret süreci, resmi görüşmelere aylar olmasına rağmen şimdiden tartışmalarla başladı. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin bir araya geleceği Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına yaklaşık üç ay kala, kamuoyunda beklentiler ve talepler gündemin en sıcak başlıklarından biri oldu.
İşçi kesimi, yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle asgari ücrette ciddi bir artış yapılması gerektiğini vurguluyor. Özellikle kira, gıda ve enerji fiyatlarındaki yükseliş, çalışanların gelirleriyle geçinmesini daha da zorlaştırıyor. Sendikalar, ücretin açlık sınırının üzerinde, insanca yaşamı mümkün kılacak bir seviyeye çıkarılmasını talep ediyor.
İşveren tarafı ise maliyet baskısına dikkat çekiyor. Yapılacak yüksek oranlı bir artışın, işletmeler üzerinde ciddi yük oluşturabileceğini, küçük ve orta ölçekli işletmelerin ayakta kalmasını zorlaştırabileceğini dile getiriyor. Bu noktada devletin vergi ve prim desteğiyle sürece katkı sunmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor.
Hükümetin ise hem çalışanları hem de işverenleri gözeten dengeli bir zam oranı belirlemeyi hedeflediği ifade ediliyor. Ekonomi yönetiminin, bütçe dengeleri ve enflasyon beklentilerini dikkate alarak nihai kararı vereceği öngörülüyor.
Tüm bu gelişmeler, asgari ücretin belirlenme sürecinde tansiyonun yüksek olacağının sinyalini veriyor. Henüz resmi görüşmeler başlamadan ortaya çıkan tartışmalar, önümüzdeki dönemde işçi-işveren-hükümet üçgeninde yoğun pazarlıklara sahne olacak gibi görünüyor.