Türkiye’de emlak piyasasında beklenmedik bir hareketlilik yaşanıyor. Yapılan resmi açıklamayla birlikte konut sektörüne dair vergi ve düzenleme değişiklikleri gündeme geldi; bu adımlar kısa süre içinde fiyatlarda ciddi artışlara yol açtı. Özellikle büyük şehirlerde konum, ulaşım ve yatırım potansiyeli yüksek semtlerde emlak fiyatları adeta fırladı. Satılık ve kiralık konut arayanlar için durum giderek zorlaşırken, gayrimenkul yatırımcıları bu ani artışı kazanca çevirmek için fırsatlar peşinde koşuyor.
Özellikle orta ve dar gelirli yurttaşların ev sahibi olma hayali, bu fiyat artışı karşısında iyice güçleşti. Konut kredisi oranları ve yaşam maliyetlerinin yükseldiği bu dönemde; yeni ev almak, kira ödemek ya da ev değiştirmek isteyenler “fiyat-kazık” algısıyla karşı karşıya. Gayrimenkul uzmanları, bu tür düzenleme/kur kararlarının piyasaya ani yük bindirdiğini, mevcut konut arzının talebe yetişemediğini ve bu yüzden fiyatların yukarı yönlü baskılandığını belirtiyor.
Bu gelişme yalnızca konut sahipleri ya da alıcılarla sınırlı kalmıyor. İnşaat sektörü, kira piyasası, bankacılık ve kredi faizleri; hepsi bu domino etkisinden nasibini alıyor. Ev sahibi olmak isteyenler için finansman planları yeniden gözden geçirilirken, kiracılar da kira fiyatlarının artmasıyla birlikte yaşam standartlarını yeniden ayarlamak zorunda kalıyor. Öte yandan yatırım amacıyla gayrimenkule yönelen kesim için bu dönem, yüksek kazanç potansiyeli sunuyor — ancak bu kazanç, toplumsal eşitsizlik ve konut krizini de derinleştiriyor.
Uzmanlar, konut piyasasında bu istenmeyen dengesizliğin giderilmesi için, arz-talep dengesinin hassas biçimde kurulması; uygun fiyatlı konut projelerinin ve dar-gelirliye özel çözümlerin artırılması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde “ev sahibi olmak” toplumsal hayâl olmaktan çıkıp, sadece sermaye gruplarının erişebileceği lüks bir konum haline dönüşebilir. Bu durum, yalnızca bugün için değil; gelecek nesiller için de kalıcı bir barınma sorununa dönüşebilir.
Yaşanan bu fiyat artışları, konut sektöründeki her aktörü doğrudan ilgilendiriyor — ev sahibi adayları, kiracılar, yatırımcılar, bankalar ve devlet. Kriz kapıda gibi görünürken, hem ekonomik hem de sosyal açıdan dengeli çözümler üretilmesi giderek daha önemli hale geliyor.


